14 Eylül 2013 Cumartesi

Anı Meselesi

  Selam unutamayanlar ,

  Bu yazıyı blog için yazmamıştım ama siteyi ilk oluşturduğumda boş kalmasın diye ekledim. Acayip bilimsel bir giriş ile devam edelim .

  Anılar, sinir hücreleri olan nöronların beynin hafıza ile ilgili bölümünde birbirleriyle yaptıkları ağlardır. Anılara ait bilgi tam olarak açıklanamayan bir şekilde bu ağı oluşturan sinir hücrelerinin içerisinde kodlanmış haldedir. Yaşanılan anı kişide ne kadar kuvvetli ise bu hücrelerinin birbirleriyle yaptıkları bağlarda okadar kuvvetlidir . Ve bu kuvvetli bağlarda, anıların kolay kolay unutulmamasına neden olmaktadır .

  Genellikle anılar iyi yada kötü olsun , geçmişte yaşanmış bir olay olduğundan dolayı kişilerde hüzün yaratır. Çünkü insanoğlu ölümsüz olmadığını bilir ve sona gittikçe yaklaşıldığının somut örnekleri geçmişte yaşadığı anılardır.

  Bir insanın geçmişindeki bazı şeyleri tamamen unutabilir kanısı bana göre oldukça yanılış bir kanıdır.Anılar, daha öncede bahsettiğimiz gibi sinir hücrelerinin birbirleriyle yaptıkları ağlarda saklandığı için , bu ağları oluşturan hücrelerin diğer hücrelerle bağlantısı zamanla kullanılmadığından dolayı zayıflayabilir ama asla yok olmaz.Bu düşüncemi destekleyen bazı olaylardan bahsetmek istiyorum. Cantace Emptage adlı ingiliz bir bayan , 2010 yılında arabasıyla ambulansa çarpar ve komaya girer. 36 yaşında olan bu bayan, komadan çıktığında kendini 22 yaşında zannetmektedir. Öyleki komadan çıktıktan sonra yaşadıklarını şöyle dile getirmektedir, "Annem yaşlanmıştı, saçlarını kısa kesmiş ve çok farklı bir giyim tarzı vardı. Babama baktığımda, elinde bir cihaz vardı ve sürekli onunla ilgileniyordu. (Bunun bana iPhone olduğunu söylediler.) Yetişkin bir kız çocuğu ise, etrafımda dolaşarak bana anne diyordu. " Bilincinin yerinde olup olmadığını kontrol etmek için doktorların kendisine, "Şimdiki İngiltere başbakanı kim?" diye sorduğunda buna "John Major" cevabını verdiğini ifade eden Candace Emptage, bilinç kaybı döneminde Prenses Diana'nın da hayatta olduğunu düşündüğünü söyledi. Bir başka örnekte ise yine 32 yaşındaki ingiliz bir bayanın uyandığında kendisini 15 yaşında sanmasıdır.Aynaya baktığında çığlık atan bu bayan, 15 yaşındaki yüz halini çok iyi bilmektedir ve şuanki hali ona çok daha yaşlı geldiği için tepki vermiştir. 

  Bu örneklerden çıkarabileceğimiz sonuç , yaşanılanların unutulmadığı sadece o bölgelerle olan bağlantılarımızın zamanla zayıfladığı , fakat bazı tramvalar sonucunda bu bağlantıların çok daha kuvvetli hale gelmesinden dolayı kişilerin kendilerini o dönemde sanma ihtimallerinin olduğudur. 

  Dikkatinizi tekrardan sinir hücrelerinin birbirleriyle yaptığı bağlara çekmek istiyorum. Bazı şeylerin , geçmişteki  yaşadığımız  olayları hatırlatması , onunla bir bağ oluşturduğundandır. Mesela bir dönem sıkça dinlediğiniz bir müzik, çok sonraki zamanlarda dinlendiğinde size o dönemi hatırlatabilir. İşte bunun sebebi o müziğin beyninizde o dönemle kuvvetli bağ oluşturmasındandır , sıkça dinlemiş olmanızda bu bağı daha da kuvvetlendirmiştir. Bir insanın hafızasının iyi yada kötü olması, bu beyin hücrelerinin birbirleriyle aralarında oluşan ve sinaps denilen boşlukta bulunan  nörotransmitter maddelerinin yoğunluğuyla basitçe açıklanabilir. 

   Bir bilgiyi ne kadar çok duyumuzla deneyimlersek, okadar çok hatırlanması kolay olur . Görme, duyma ve dokunma hislerimizi aynı anda kullanarak deneyimlediğimiz bilgiler diğerlerine göre hatırlanması daha kolay bilgiler olur.Anılarımızın içinde saklanan bilgilerin bizim üzerimizde yarattığı etki içinde aynı durum geçerlidir. Bizi çok etkileyen anılarımız, çok fazla duyularımızla fazla sıklıkta deneyimlediğimiz anılardır. Deneyimlemede kullandığımız duyularımız görme,duyma , işitme gibi duyu organlarımızı kullandıklarımızla sınırlı değildir. İşin içine duygularımızda girer. Aşk,sevgi,mutluluk,nefret,öfke gibi duyguların bulunduğu ve yoğunluklarının çok olduğu anılar , unutulması zor olan anılardır. Yaşanılan anılardaki bu duyguların yoğunluğuda kişinin karakterine bağlıdır. Duygusal birisi için, aşk ve sevgi gibi duyguların yoğun olarak yaşandığı anılar daha fazla kuvvetli bağa sahip anılardır.

 Şimdi bu tür bilgilerden bahsettikten sonra , insanların hatırlamak istemedikleri , hatırlanınca kendilerini mutsuz,yorgun ve çaresiz hissettikleri ,hatta nefret ve öfkeyi artırabildiği anılarını nasıl unutabilecekleri konusuna değinmek istiyorum. Yazının başlarında anıların tamamen unutulamayacağından bahsetmiştim,bu durumda yapmamız gereken tek şey , anılarımızın bağlarını zayıflatmak olacaktır. Bunun da bir çok yöntemi vardır. Ve bazı yöntemlerde kişiden kişiye değişebileceğinden, kişinin kendini iyi tanımasından geçer. Herkes için geçerli olabilecek yöntemlerden bahsedecek olursak, bunların ilki , unutmak istediğimiz anıları hatırlatan ne varsa , onları kullanma sıklığımızı azaltmamızdır. Örneğin o dönemi hatırlatacak müzikleri dinlemememiz gerekir . Diyelim bu kadar kolay vazgeçebileceğimiz bir şey değilse bize anılarımızı hatırlatan, ona  farklı anlamlar yüklememiz gerekir , böylece farklı yerlerle olan bağlarının kuvvetini artırarak, asıl unutmak istediğimmiz anımızla olan bağını zayıflatmış olacağız. Aklıma gelen ilk örnek, tarihlerdir. Bazı tarihler vardır ki , o tarihte yaşananlarla özdeşlemiş haldedir ve bize direk o zamanlarda yaşadığımız anıları hatırlatır. Öyleyse yapmamız gereken, o tarihi başka yaşanan olaylara bağlamaya çalışmak ve daha güzel bir şekilde hatırlayabileceğiniz farklı bir etkinlikte bulunmaktır. Herkes için geçerli olan yöntemlerden ikincisi ise, dikkatimizi farklı alanlara yöneltmek olacaktır. Burda da işin içine hobilerimiz girmektedir, hobiler insanların ilgisini değişik yönlere çekerek, bir süreliğine çoğu şeylerden uzaklaştırmayı sağlamaktadır.

  Sonuç olarak verdiğimiz örneklerden de görüldüğü gibi temel hedef, unutmak istediğimiz anılarımızla olan bağlarımızı, kendi keşfettiğimiz yöntemlerimizide kullanarak zayıflatmaya çalışmaktır. Bu bilince sahip olarak hareket edersek başarıyla olan bağımız daha da kuvvetlenecektir. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder